İstanbul'un Bilinmezliklerle Dolu Onuncu Adası: Vordonis
İstanbul'un
adalarını bilmeyen yoktur. Ancak bu adalardan biri şu an yok. İşte birçok
kişinin varlığını dahi bilmediği gizemli ada Vordonisi.
Sedefadası, Büyükada,
Tavşanadası, Heybeliada, Burgazadası, Kaşıkadası,
Kınalıada, Yassıada ve Sivriada.
Anlatılanlara
göre İstanbul'da on ada vardı, peki onuncu ada nerede?
O ada Manastır
Kayalıkları, Bostancı Çöken Ada ve Höreke adlarıyla bilinen ve iki adacıktan
oluşan Vordonisi (Vordonos) adası.
Vordonisi'nin
tarihi
Tıpkı diğer
adalar gibi Bizans döneminde sürgünlere ve din adamlarına ev sahipliği yapan
Vordonisi adasının en önemli yapısı manastırı idi. Vordonisi Manastırı’nı
keşiş Photios yaptırmıştır. Photios, kendi halinde bir manastır keşişi iken,
erkek kardeşi Sergios’un İmparatoriçe Theodora’nın kız kardeşi ile evlenmesi
üzerine, önce Saray’a gelmiş, burada kendisine çeşitli görevler verilmiş
nihayet Rum Patriği Ignatios’un görevinden azledilmesi üzerine çok genç
sayılabilecek 38 yaşında Ortodoks Rum Kilisesi Patriği olmuştur. Eski Patrik
Ignatios da, günümüzde Küçükyalı’nın bulunduğu bölgedeki bir manastıra sürgüne
gönderilmiştir. İki Patrik arasındaki çekişmenin ana nedeni “İkonoklazm",
yani ikona düşmanlığıdır. Kiliselerin içine ikonaların konulup konulmayacağına
dair fikir ayrılığına düşmüşlerdir.
(İkona “Helence: eikon: tasvir”, Doğu Hristiyan geleneğinde, kutsal kişi ve
olayların konu edildiği, duvarlara ya da ahşap levhalar üstüne yapılmış
tasvir.) Yeni Patrik Photios’un ilk işi, Bulgar Kilisesi’ni
kendisine bağlamak olmuş; arkadan da uygulamalarını beğenmediği Vatikan’daki
Papa’lığa rest çekmiştir. Bu olaydan sonra Hristiyan dünyası büyük bir bölünme
yaşamıştır. Devrik Patrik Ignatios ise Küçükyalı'da Bryas Sarayı'nın kalıntısı
üzerine çok güzel bir manastır yaptırmış, bu manastıra Satyros (Satiros)
Manastırı adı verilmiştir. Bir süre sonra olaylar gelişmiş ve her şey tersine
dönmüştür. Bu kez Patrik Photios görevden alınarak Vordonisi Adası’na sürgüne
gönderilmiş, yerine de devrik Patrik Ignatios yeni Patrik olmuştur.
Anlatılanlara göre Ignatios ölünce, Photios yeniden Patrik olmuş; on bir yıl
kadar Patriklik yaptıktan sonra 867’de tekrar azledilmiş ve ömrünün son
yıllarını Vordonisi Adası’ndaki manastırında geçirmiştir.
Depremle
sulara karışan bir tarih.
Bizans
İmparatorluğu'nun başkenti İstanbul'da, Temmuz 1010'da tarihinin en büyük
depremlerinden biri olur ve Vordonisi adası da bu depremde sular altında kalır.
Adanın sakinleriyle birlikte sulara gömülmesi, diğer adalarda yaşayanların
deprem korkusunun artmasına sebep olmuş. Ancak yakın zamanda yapılan bilimsel
araştırmalarda diğer adalar için böyle bir risk öngörülmediği, çünkü tüm
adaların granit kayalıklar üzerinde yer aldığı açıklandı. Alüvyon bir tabakada
oluştuğu için Vordonisi diğer adalardan jeolojik olarak farklıydı.
Zamanla
unutulan Vordonisi'yi bir harita ortaya çıkardı.
Nesilden nesile
aktarılsa da zamanla bir şehir efsanesine dönüşen Vordonisi, Fener Rum
Patrikhanesi'nin MS 500 tarihli İstanbul haritasının tekrar incelenmesi
sonucunda yeniden fark edilmiştir. Haritada İstanbul'a en yakın ve en küçük
adanın neresi olduğu sorgulandığında cevap yine Vordinisi olmuş. Kayıp adayı
yakın tarihte ortaya çıkaran isim Büyükadalı Dr. Akillas
Millas'tır.
Satyros
Manastırı'nı araştıran bir tarihçi de Vordonisi'ye ulaştı.
İtalya Salerno
Üniversitesi Ortaçağ Latin Araştırmaları Bölümü Öğretim Üyesi Alessandra
Ricci, Satyros Manastır'nı araştırırken manastırın ikizinin Vordonisi
adasında olduğunu ortaya çıkardı.
Vordonisi dalgıç rehberleri
Büyükadalı Ercan Akpolat ve Serco Ekşiyan'dan
oluşan bir ekip öncülüğünde;
,
"Vordonisi adası’nın gün yüzüne
çıkartılması sürecinde Maltepe Belediyesi İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri
Enstitüsü Öğretim üyesi Prof. Dr. Cem Gazioğlu, Dr. Hakan Kaya, Uludağ
Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof.Dr. Mustafa Şahin, Düzce
Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yar. Doç. Dr. Ahmet Bilir, sualtı
araştırmacısı gazeteci Gökhan Karakaş, Deniz Biyoloğu Mert Gökalp’ın ortak
çalışma yürüttüğü bilinmektedir.
Byras
Sarayı, Satyros Manastırı ve Vordonisi gizemi
Günümüzde
Küçükyalı, Çınar mahallesi semt camisinin ve muhtarlık binasının yanındaki
yıkıntının 9. yüzyıldan kalma Satyros Manastırı veya Bryas
Sarayı olduğu belirlendi. Yapıyı 1936 yılında Prof. Dr. Semavi
Eyice ortaya çıkarmıştır. İddialara göre, Satyros Manastırı’ndan deniz
altına doğru giden uzun dehlizler (yer altı geçitleri) bulunuyor; bu geçitler
iki manastırı birbirine bağlıyordu. Tabii bunlar dedikoduan ibaret, o dönemin
teknolojisi ile oksijensiz bir şekilde su altında ilerlemek mümkün değildi. Ancak,
manastırdan deniz kıyısına gizli çıkış yerleri olan kaçış tünelleri olabilir.
Örneğin Beykoz’daki Hünkâr Kasrı’nın gizli kaçış tünelleri gibi…
Vordonisi'yi
turizme ve UNESCO Dünya Mirası listesine katabilmek için çalışmalar yapılıyor.
Aslında Vordonisi'ye
yıllardır birçok kez dalış yapıldı. Ancak yakın zamanda Maltepe Belediyesi'nin
öncülüğünde Vordonisi çalışmaları hızlandırıldı. Amaç, adayı UNESCO Dünya
Mirası listesine sokmak ve dalış turizmine açmak. Ancak Marmara Denizi'nin
kirlilik oranı ile bu çalışmanın nasıl yapılacağı merak konusu.
Vordonisi'yi
görmek hala mümkün.
Denizdeki su
seviyesi yükselmeden önce adadaki yapılar çok daha iyi görülebiliyordu.
Günümüzde Bostancı'dan Büyükada’ya vapurla gidilirken iki deniz fenerinin
yanından geçilir. İkinci fenere, yöre halkı “Çakar” der. Vordonisi Küçükyalı-
Bostancı sahilinin tam karşısında kıyıdan yaklaşık 3 mil kadar uzaklıktaki bu
ikinci fenerin altındadır. Bu bölgede sahilde otururken de denizde görülen
köpüklü alan Vordonisi'yi işaret eder. Satyros Manastırı'nın kalıntıları da
Küçükyalı Karayolları’nda E5’ten minibüs caddesine inerken görülebilir.
Küçükyalı, Çınar mahallesi semt camisinin ve muhtarlık binasının yanındaki
yıkıntı, Maltepe Arkeolojik Parkı olarak adlandırılmıştır.
ADAGAZETESİ – Vordonisi
Tarih
Yorumlar
Yorum Gönder