Dünya Heybeliada'yı onunla öğrendi


2400 yıl önce. güzel bir yaz günü. madenci Demonesos, bir balıkçıdan duyduğu, denizin içindeki yeşil taşları görmek için Khalkedon'dan (Kadıköy) bir tekne battı tuttu. Kürek ve yelkenle giden ufak tekne Güneydoğu'daki adalara yöneldi Demonesos üçüncü adada kendisine tarif edilen yeşil taşlı limanı kolayca buldu. İyi yüzen bir denizciye suya daldırıp taşlardan bir kucak çıkarttırdı ve geri döndü.

10 yıl kadar sonra bugün Heybeliada dediğimiz ada artık Demonesos Adası diye anılıyordu. Madenci Demonesos, adanın Çam Limanı'na bakan hakim bir noktasındaki gözlüyordu. Altında denize dalarak çıkardıkları yeşil taşları büyük ocağın yanına yığın köleleri gözlüyordu. Makedonlı köle Sofroni sırtındaki küfedeki yeşil taşları iki kocaman körükle üflenen ocağın yanına yığdı. Soğumuş bakır külçeleri ocağın arka tarafında üst üste dizilmiş akşamki gemiyi bekliyordu. Sofrani adaya ilk getirildiğinde gözlerinde yanma kızarıklık ve kabuklanma vardı. Oysa şimdi şikayetlerinin tümü geçmişti. O bilmiyordu ama malahit denilen bakır cevherinin mantar ve bakterilere karşı antiseptik etkisi vardı ve doktorlar için altın değerinde idi

 Akdeniz ve Karadeniz'deki pek çok şehir devletin malahit ve bakır ihraç eden Demonesos çok zengin oldu. Öyle ki, ünlü filozof Aristoteles bile "Peri Thaumasion"  (Hayret uyandıran konular) adlı eserinde ondan söz etti Ada üzerindeki maden ocağı nedeniyle bir süre sonra Yunanca bakır anlamına gelen "Halkos" kelimesinden üretilen "Halki" adıyla anılmaya başlandı

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Büyükada’da yeni bir hikâye zamanı!

Adalar fayı Armijo'ya göre normal fay

Lefter Küçükandonyadis, kabri başında anıldı.